29 Ekim 2011 Cumartesi

Karayolu Taşlarla Doluydu


kediden duyduğum köpek hırlamaları,
tadına doyum olmayan yeşil mandalinalar.
kelime anlamanı çözemediğim kötülük,
iki sevdirip bir geri kaçan yeni modeller.
kollektif içilen kahveler...
suskun ve yazdıran bir gece.
arkamda anlayamayacağım kadar çok,
müzik,ensturman ve darbuka.
kırbacımı savuramayacağım,
karşı beden, ruh sandalı.
tek dil ,tek kulak.
sonunu bilemediğim uzun bir yol.
karayolu taşlarla doluydu ben adım attığımda.
bedenim saplanmıştı bir bataklığa.
defalarca bakıpta kendimi göremediğim,
enteresan aynalar.
yemek ,yemek için değil kırmak için aldığım ucuz porselenler.
sen ve sen defalarca sen,
ruhuna kadar ezbere bildiğim,
adını koyamadığım büyük sevdayla içimden büyen,
kimi zaman beni bir alim,
kimi zaman beni kör eden .
açmazsan avuçlarını ,tutmazsan kollarımdan.
kokunu kazır atarım tenimden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder