19 Ekim 2011 Çarşamba

kırmızı kurdele,ölüme merhaba de !




çirkin ve kirli bir bedendi onunki,
leş kokan yataklarda büyümüştü belliydi.
direklerdeki ışıkla odasını aydınlatmış,
pazar fileleriye sinekleri kovalamıştı .
yerleri beton olan evi daha cok sevmişti.
annesi daha güzeldi...
yırtık çanta ile okula gitmiş,
veresiye çoraplar giyinmişti ayağına.
çocuk olmak istememişti,
tek istediği büyümek fazlaca büyümekti...

yalın bir gecede,
apartmana adım attığın henüz on beş yaşına yeni girmişti.
zavallıcık ,
olacakları bilmeden apartmanı saran kokudan,
pişen yemeğin ne olduğunu tahmin etmeye çalışıyordu.
yüzündeki soba yanığı da sızlamaya başlamıştı üstelik,
öğretmeni tokat atmıştı birde o yanığın üstüne çok konuşmasından dolayı.
annesi o gece öldü yalın mis kokulu bir akşamda...

uyandı baş ucundaki ballantinese uzandı sigarasını yaktı,
saat henüz beklediğinden erkendi,
alarm çalmamıştı henüz.
aynı gecenin hatıraları hep beyninde tekrar tekrar senaryolaşıyor,
sonunda aynı sonuca varıp,
keşke daha erkene varıyor.
ciğerleri cocukken olduğu gibi değildi,
artık öksürüyordu her sabah ,
sökülürmüşcesine...
bugün dişciye gidicekti,
aslında gitmeyecekti her zaman ki gibi randevusunu alıp ekicekti dişciyi,
hep yaptığı gibi hep korktuğu gibi.

ilk defa gitmişti kızılaya.
kan vericek ve kendini az da olsa daha da masum hissedicekti.
canı hiç acımadı,
mutluluk yada mutsuzluk duyacak birşeyde olmadı.
gözünden bir damla yaş geldi ama...
telefonun iğrenç ve çirkince çalışına kalktı.
kafasını kaldırdı,
çok uzaktaydı
bugünlerde hiç yatmak istemediği kadar yatıyor,
üşenmek istemediği kadar üşeniyordu.
uyumak en iyisi dedi..
ve tekrar,
güzel rüyaların çirkinleştiği uykusuna daldı.
kalktığında gelen telefonun yerel bir çağrı olduğunu gördü,
kargodur dedi.
takım elbisesini giyindi sigara ve viskiden sonra...
kıravatını sıkıca taktıktan sonra evden cıktı.
iş yerine yetişmesine daha cok vardı paniklmedi,
yavaş ve düşünceli diye tabirlendirirdi uzaktan onu görenler.

saat 14:35 ve tekrar aynı telefon,
müsait olduğunuzda,
adalar kızılay şubesine gelmeniz gerekmektedir.
kanınızla ilgili kesin olarak bilinemeyen bir tehşis var,
kan örneklerinizi almalıyız dedi.
ulaşım için araç varmı yada sizi aldıralım mı diye sordu karşısındaki,
peki dedi kapattı.
neydi ne olabilirdi
hastalıkmı hiç zannetmiyordu,
doğduğu günden beri dokunmamıştı bir kadın veya erkeğe,
bilgisayar başında platonik aşkların insanıydı.
geldiler ,gitti.
açıklama yapmak için karşısında bekleyen insan,
konuşmamak için söz vermiş gibiydi.
durum vahimdi,
konuştuğunda üzülecekti bunu hissetmişti en azından,
kanınızda hıv belirlenmiştir.
aldığımız örnekleri teste sokup size tekrar bildireceğiz.
şuan bir sorun yok ama dikkat etmelisiniz,
acıkca söylemek istedikleri aslında ,
üç paket sigara yı bırakmalı ve yaşamalısınız dı.
yemeği ocağa koydu,
bugün içinden bir ses yemek yapması gerektiğini söylemişti,
yere düştü ve öldü!!
tezgahın önünde tıpkı annesi gibi...
mutluydu ölümün onu yakaladığı zamandan.

yaşadığı lüks apartman dairesinin kameraları sayesinde görüldü cesed.
ambulans,polis ve olay yeri inceleme geldi.
yerde bir kağıt buldu kapıcı cemal usta,
merakına dayanamadı ve okudu.
kanınız test edilmiştir ,büyük ihtimalle çocukluğunuzdan beri aıds hastasısınız...
şu anda elimizden hiç birşey gelmez,
yavaş yavaş iç organlarınız ölmeye başlamış,
lütfen şubemize uğrayın.
ve aıds onun küçücük bedenini,
bir kenar mahelle berberinde yakalamıştı,
açlıktan parasızlıktan ...

1 yorum: