19 Mart 2012 Pazartesi

Keleş

Mütemadiyen mübalağaya var mısın,
Ayaklarımızın altında güneş olduğunu iddia edebilir miyiz,
Yada duşta değilde ayda seviştiğimizi dün gece.
Korkmadan dolaşabilir miyiz evrende seninle,
El ele tutuşup atlayabilir miyiz yıldızlardan .
Hiç sormadım say cızılbüzzük...
Patak patak hayallerimin içinde,
Seninle benim seğirttiğimi gören olmadı henüz.

18 Mart 2012 Pazar

Çeviri.

İtler sana mı bağıyor yavrum ?
İnce topuklularınla salladığında o dolgun kalçalarını,
Büzüştürdüğünde o pabuç dudaklarını,
Bir tek ben susarımda,
Dinler alem gözle görüpte masal okumanın ne olduğunu...
Hiç sevemedim limonsuz ,çorbayı
Sensizde soğuk olan yatağımı.
Yağmur yağdığında vücuduna yapışan satenin gibi,
Kum olupta içinde bir yerlerde kaybolmak istiyorum.
Duyuyorumda;
İtler sana mı bağırıyor yavrum ?
Sormuyorumda utanmıyorsun dur umarım ,
Bütün sokak sana bakıp argolaşıyor,
Nasır tutmuş eller artık derdine ağlıyor...

Kanin

Tecavüze uğrayan ışıklar, altında parlayan arabalar...
Derine inemeyen hep yüzeysel olarak ilerleyen,
Sarhoş insan kalabalığı.
Bir mum ardından karanlık sabahlar ,
Günü öldürecek diye kapalı perdeler.
Kedi gözünden yolculuk anılarım,
Beynime işlemiş vücut sıcaklığım...
Boş fanusum içinde dolu balıklar,
Her yanım hayaletler ,
Bir tuz bir biber ...
Merkezi kalabalık ,
Tabanı boş kaninler.
Çürüyen dişlerin yanında,
Televizyonu artık sevemeyen gözlerim .
Bir değişiklikki,
Sıcaklarda terleyemeyen bedenim.
Biranın artık tad vermemesi,
Uykunun üzerime kusması.
İyi geceler sıvışması ,duvarlarımla.
Sabah sabah abdestimi getirten sarışınlar.

15 Mart 2012 Perşembe

Çöllerin Galip Prensi

Kumlu rüzgarlarda bi sen esersin,
Vurursun kemikleştirdiğin bedenleri.
Adın çöllerin galip prensi,
Bu diyarın efendisi.

Tohumlara gam vurusun,
Kadınları kurutusun.
Nam-ı diyar çulsuzsun,
Duların beddua olsun...

İ.ö

Dizlerinden aktı kanlar,
Milattan kalma canavar.
Küvete kusmuş gibi etlerin,
Her yarında yaralar.
Bu loğusa dönemi bitmez sende...
Al git paçavralarını,
İçine sıçtığın yatakları.






Gidememişsin daha

Hafife alma dilimi,dudaklarımı
Unutmaki seni mutluluk emsallerinde koşuşturandı onlar.
Durup arkana baktığında peşinde olan ayaklarımıda bi zahmet
Ki onlar senin felaket diye nitelendirdiklerinin en başında duranlardı

Unutma geçen vakitlerden kalan dolu kültabaklarını.
Hınzır sevişmeler altından kayan bedenlerimizi.
Seni öldürmeden gittin,
Batıramamıştım kalbine ekmek bıçaklarını...

Çağır ilaçlamayı,
Yavru böceklerin tüm duvarlarda.
Geceleri üstüme yürüyen enteresan karabasanlarını,
Al bir zahmet ayakkabılıkta kokan ayakkabılarını.

12 Mart 2012 Pazartesi

İstanbul

Göz kırpmadığın sürece istanbul,
Başımı ağrıtıyor rakı.
Esmedikçe püfür püfür,
Gelmedikçe burnuma sanayi kokuları,
Zehir oluyor mezelerim.
Çirkin buluyorum sen ağladığında,
Tüm insanlığı;
Armutu,karanfili,goncayı
Bir yandan ezan bir yandan kilise,
Çocuklar benim gibi senin elinde büyüse...

Geçmiştir taşlarından milyon türlü insan,
İşte ben ancak sana derim yaşayan...








11 Mart 2012 Pazar

Ölmüşüm

Afgan mağduru babam,
Yüzüyor mor denizlerde.
Simurglara küfür ediyor,
Kalem tutamayan elleriyle, göstere göstere ...

Kilise kapıları kapanıyor ,
Uzun uzun çalıyor çanlar.
Öldüm diyorum sanırım öldüm,
Bakıyorum yanımda tanrı...






Beyim


Kalsın beyim oda kalsın,
Perdeler kapandığında ışığıda yaksın.

Girsin beyim oda girsin,
Çarşaflarımı birde o kirletsin.

Sevsin beyim oda sevsin,
Kusursuzluğuyla devinsin. 

Kızsın beyim oda kızsın,
Gölgemde melekler ağlasın.
 
Gitsin beyim oda gitsin ,
Nasılsa bende bittim ...






7 Mart 2012 Çarşamba

adam


derimde pis bir koku,
senden kalan.
dudaklarımda içtiğin kalitesiz sigaranın tadı.
eh be adam,
sevdiğimde bilmezdim
bilsemde görmezdim .
şimdi adını anmamak için
karşımda yüzlerce adam
ben ruhumu temiz bırakıp bedenimi kirlettim defalarca
göz altı torbalarım çıkana,
meme uçlarım kabarana,
artık zevk almayana kadar.

yeni doğan




ağlama pis dünya!
kirlenen sen değilsin bizleriz.
boşuna dökersin yağmurlarını.
kalmadı artık ağaçların,
toprak ana barlarda,pavyonda.
çıkmaz artık yüzyıl gökkuşağı,
anlamsızca parlar diskolarda.
yakında kalmayacak memeliler ,memesizler,
bak bu son memesizlerden kalma,
deri çanta.
şimdi masum sayılırsın yeni doğan,
yakında göreceksin,
parayı ,avratı, atı.
sen kaz tüylerinde uyuyup,
koyun,kuzu postlarında yürüyeceksin.

tornavida


orta yaşa girmeden geçirilen krizler.
sohbet açlığına,ölüm muhabetteri.
hayatın içinden kopuk film kareleri.
yatağımda kırıntılar,
batıl inançsızlığın kıldığı özgürlük.
ya gidersin ağzına ağzımı almadan...
sökersin taktığın tornavidaları
yada kalırsın perdeyi çekmeye gerek duymadan geceleri.
ve çöp olmuş heryer,dudaklarından dökülenlerle.
girdap olmuş kelimeler yüzüne tükürenlerce.

kız kurusu


dulmu kaldı bacak araların,yeniden karardı gögüs kılların.
yeniden doğmak nefes almaksa eğer
duymamalısın çığlıklarımı
açtığım her kapıyı kapatıp ilerliyorum.
bir balık olsam kesin yakalanırdım ağlara
kuş olsam kesin vurulurdum bir tüfekle
daha dün ezdim zavallı karıncayı
şimdi çalıntı tüm arabalar
doğar doğmaz piç bütün çocuklar
rakının yanına kavun yakışmıyor
şarabın yanına peynir
çift kişilk yatakta sevgili eksik
parlamaya hazırsızlıkiçinde dişler

3 Mart 2012 Cumartesi

Ürkü

bu ne ürkü,
seni bana unutturup,
gökten çamurlar yağdırıyor üzerime...
çıldırışlardayım ayın pencereme kükremesiyle.

bu ne ürkü,
anahtarlarım açmıyor kapıları.
ellerimde leş tütsü kokuları.
direnişte kuklalarım, kırmızıyım...