20 Kasım 2014 Perşembe

Sorma işte

  Soğuk sular altında sıcak düşler içerisindeyim bir var bir yok bir sen bir yine sen . Tam aşık oldum tam sevdim diyorum işte bu unutturdu unutturacak olmuyor başa sarıyorum .  Aklımdan o kadar çok şey geçiyor ki nereden başlasam seni sevdiğimi söylesem , söylesem de ne fayda . Olmayacak mı bir daha görmeyecek miyim seni ? Herşeyin ilacı olan zamanın daha ne kadar zamana ihtiyacı var . Sen yokken ben eksik sen varken ben fazla oluyorum iki türlüsü de ...

  Hayatımda ki ölümleri unuttum senin doğum tarihin aklımda bir çocuk geldi sonra bin bir çocuk , bir çocuk sevildi sonra bin bir çocuk hiç sevilmedi . Başkaları dokunursa çıldırırım sana görmemeliyim duymamalıyım deliririm dünyayı dar ederim bu bir tehdit değil bu bir aşk hikayesi .

  Bekledim inan çok uzun zaman sen yaz sen sor senden bir ses olsun bir nefes olsun senin olsun bana gelsin bitti tükendi . Utandım sana yazarken korktum , umursamıyormuş gibi yazdım . İçim kan ağladı ya içim parçalandı bakın duygusal çocuk oldum .



Sıkarım dişlerimi
Gömerim içimin en derinlerine
Her anım sen olmuş
Her yanım sen
Bir görsem ağlayacağım
Bir görsem çıldıracağım



 

2 Aralık 2013 Pazartesi

   Yaşlanmaya başladım sanırım ya da yaşanmışlıklar bunu hissetmeme sebebiyet verdi. Daha bir olgun yaklaşıyorum, daha bir olgun seyiriyorum. Artık anlamsız objelerde anlam arama olayını bıraktım, bulutta bir farklılık, çalıda bir yalnızlık saçma.İnsan çocukca duygularını kaybettiği zaman onları özler mi? Bilmiyorum.
  Bir fala bel bağlamak, belki de şekillendirmek istediklerimizi başkalarının kulağından duymak gibi. Bir psiklologtan ne farkı kaldı ki falcının...
  Kelimelerin çoğunu anlamsız yere kullandığımda kendime kızıyorum, diyorum ki sen sadece geveze insanların konuşmasını seversin, geveze değilsin.Bu yüzden lafı kısa kesmeli ve olayı bitirmelisin.Senin yerine başkaları konuşmalı, sen dinlemelisin.Hayat belli bir yaştan sonra insanın öğretmeni oluyormuş, yaşadıkların yaşayacaklarının göstergesiymiş.Çok doğru zamanında ilerde pişman olursun denen her şeyden pişmanım şimdi. Bir çocuğum olduğunda onu hayatını değiştiricek konular hakkında uyarmayacağım, ilerde seçim yapmak zorunda kaldığında ben aklına gelmeyeceğim, benim annemin etkisi büyük bunda. Bugün valizimi toplayıp gitmek istesem, akşam eşyalarımı geri çıkartırım

9 Ekim 2013 Çarşamba

Bir yarım

Denedim, denedim. Kaçamaklarım oldu gülmek için Tek kişi oynadığım kalabalık oyunlarım. Ne ilaç fayda eder, Ne bir hastalık diyebilirler, Farkındayım. Her gün aynı kaderle baş başayım. Duvarlara sorup İnsanlara konuşamadığım zamanlardayım. Acımadı desem, dilim en büyük günahkar. Sevmiyorum desem, sözden kesilir dilim bitap. Yürüyorum sana doğru. Ne yol uzun ne de sen uzaklardasın. Sadece adımlarım Zaman zaman gidemiyor ileriye ...

21 Mart 2013 Perşembe

Belki de

Dibe doğru çekiyor sevgin
Sonuna yaklaşamıyorum bir türlü
Ellerini tam göreceğim anda
Kaybolup gidiyor silüetin
Hayallerim başkalarıya evlendi
Çoluk çoçuk sahibi
Kapıdan çıkana kadar
Sen yoksun
Sonrası doğum sancısı
Sonrası biz gibi

Dibe doğru çekiyor sevgin
Bu şehir mi küçük sadece
Duyduğum şarkılar hep bana yazılmış gibi
Acı hayatımın göbeğinde
Yaşım kaç olursa olsun
Bekleyebilirim diyorum
Belki de günahlarım izin vermiyor gitmeme
Belki de son bir kez severim diye

20 Mart 2013 Çarşamba

Sabır dedin sabır ettik


Uzanır güneşli günlerde dertlerim
Sırtından bohça taşımışcasına yorulmuş
Unutmak için içer
Yıllanır , yıllanır
Döner gelir yılları alır.

Kekeme bir kuş var tepemde
Anlatmak istediklerini anlatamamış dostlarına
Terli avuçlarıma güler
Ikınır ,sıkınır
Süzülür gider

Derin mavilikleri özlerim
Babamın yaşlı suratı gelir aklıma
İki ufak tebessüm
Sonra biter gider papatyalar
Güneşle birlikte

Sabır ettik süleyman
Sabır dedin sabır ettik
Bak suratımızda ufak çiller
Diyorlar ki
Yaşın geldi
Hoşcakal ...


15 Mart 2013 Cuma

Henüz yolun başı .

Daha dün varlığından eminken 
Bugün şüpheler karıncalanıyor beynimde
Sevişmek isterken dudaklarım tutkallanıyor 
Çocuklarımızı görüyorum birer birer
Ölmeden önce son dileğimi soruyorlar .
Cevapsız...
Kömürlükte iki yabancı 
Dün gece ben uyumadan önce 
Sevgi sözcükleri sarf ediyorlar 
Hadsizler diyorum 
Uzaklaşıyorlar yavaş yavaş ...
Dün dilim vardı , 
Bugün engellerim var .
Konuşma engeli , tad alma engeli
Şimdi kimler anlatacak bitmeyen derdimi .
Bir durakta hiç gelmeyecek otobüsümü bekliyorum 
Yağmurun sesi , ormanın çilesi ,İnsanlığın neşesi .

Henüz yolun başı 
Kadınlar sessizleşinceye kadar 
Köpekler isyanı bıraktığında 
Kara kar yağdığında 
Bitecek 

Henüz yolun başı ...

25 Ağustos 2012 Cumartesi

TAMAM

Bekleme spot ışıklar altında
Gece karanlığında beni.
Belki bir rüzgar eser,
Belki çığlıklarımı duyarsın .
Ben uzaklardayım ...
Pahalı şarabın ile uyu sen 
Ucuz nevresimler altında.
Gökyüzünü mavi görmeye devam et.
Kuşları da cıvıldar iken.
Kıyafet giyinse de
Çıplak görünen bedenleri seç.
Bir balığı izle,
Beni hayal et.
Dumanlı bir havada
Sigara tüttürüşümü hatırla .
Ruhun kırılsın ama sen aldırma.
Derinde derimi hisset utanma.
Yolda yürürken
Aklına geleyim
Otur çocukça ağla.




24 Ağustos 2012 Cuma

Saçmalıklar,sıkıntılar...


  





Sana dokunurken korkmak
Seni severken korkmak
Gözlerine bakarken korkmak
    Hep bir korku silsilesi değil midir hayatımız kim korkmaz ki üstelikte en çok korktuğumuz şeyler göremediklerimiz duymadıklarımız  yani duygularımız. Onları yönlendirme işini başarıyla gerçekleştirebiliyor muyuz? İnsanlara nasihat verme işinde hiç kimsenin üstüne yoktur ilişkinde geri adım atmalısın şöyle böyle yapmamalısın zırt pırt otorite bizim ilişkimize geldiğinde biz neden başkalarını dinleme ihtiyacı hissediyoruz ki madem biliyoruz madem hepimiz unicornların tepesinde dolaştık ne farkımız kaldı ki birbirimizden. Ha dışarıdan her şey daha farklı görünüyor doğru ama dışarının göremediği çoğu şeyi biz içimizde biliyoruz. Sevgi her insanın gözünde farklı bir olguya sahiptir aynı hisleri paylaşarak seversek eğer aynı ilişkiyi bizim yerimize farklı bir beden yaşıyor demektir. Ben kaderciyim İsa cıyım ruh doğar yapması gerekeni bilir...
  Sevgiyi iki farklı yoldan izleteceğim benim üzerimden babamı kaybedeli epey zaman oldu kedimi ve balığımı da öyle...
 Siken sevilir seven sikilir, hepimiz biliyoruz öyle değil mi acı çektiren tarafın başta cazip ve hoş geldiğini biliyoruz. Sonra aynı ağızdan keşkeklerimiz geliyor haydi hep beraber keşke onunla birlikte olsaydım o beni ömrünün sonuna kadar severdi ulan göt o seni severdi de sende bu piçliğe olan hastalık varken nasıl seveceğini düşünüyorsun ki. Elbet yarım ağızlı, götünde donu durmayan biri çıkacaktır karşına ki kesin çıkar o zaman o seni hayatının sonuna kadar sevecek olan çocuğu terk edersin. Sizi bilmiyorum ama ben daha önce yaptım ve devam de edebilirim.
  Bazı insanlar vardır ya hani harbiden sen konuşurken ağzıyla yemek yer eliyle armut tutar söversin sayarsın her şeyi içinde saklar sonra gün gelir bir yatak odasında patlar gider, yatak odası olmasın hadi çok sevdiğimiz için abartırız, ya bir sekreteri bir kasiyeri hayal eder rüyasında sevişir onunla erekte olur uyanır boşalır. Aynı düz mantık çerçevesinde ilerlediğimiz zaman bu bir aldatma değil midir ben bu mantığı kullansaydım eğer, evet öyledir.




15 Ağustos 2012 Çarşamba

Görmek Zorunda mıyım Hepinizi ?

            Lohusa döneminden yeni çıkmış kadın,durdu ve bakmaya devam etti bana doğru .Sorularının cevaplarını bilemiyordum ,hemen ardından bir can alıcı soru daha .''Ben nasıl bakıyorum hoş mu?'' Hoşluk,hiçlik benim için .Kadının gözlerinde, içimde tahmin ediyorum vereceğim cevaba alacağım cevabı.       Niçin hiçlik miş?
Ardından bir soru daha : Muhabbetin başının sonunu yakalayamadığı çıplak ayaklarla ,donuyla sokakta koşan adam misali, adam göz fetişist midir nedir ?
            Bilmiyordum adamı.
           Tanımamıştım hiç göz fetişisti.
           Sigaram yanarken kül tabağında ,her boşa giden duman için üzülüyordum.Utangaçlığım tutmuştu duvarlardaki resimlere karşı .Her fotoğrafta gülümseyenlerden misiniz sizlerde ?Toprağa çıplak ayakla bastığınızda tüm negatif enerjinizi aktardığınıza inanlardan mısınız ?Uzak durmanızı söylerim, bir arabanın önünde ölü yatan kediden duygularınız kaynayabilir yüksek derecelerde.
           Yıldızlara bakarak dokuz dilek tut ,tuttum bıraktım ,tuttum bıraktım tam dokuz kere ,saçları sarıya sonradan boyanmış kızın dediği gibi.
           Heyecanımı mazur görün geceleri sevgilimden hemen sonra rüyalarıma giren çıplak tanrılar !Bana edepsizliği anne kucağında sizler öğrettiniz .emmeyi de gömmeyi de...

21 Temmuz 2012 Cumartesi

...

Bugün saçmalıkların adamıyım;
Garip bir telaş...
Kendi eksenime sığamıyorum.
İçimde birikenler :
Bir deve bir de cüce
Hepsiyle birden başa çıkamıyorum.
Saçmalıkların adamıyım
Huzuru veren
Ne sıcaklık ne soğukluk
Halkanın içinde dönüyorum durmadan
Bir varlık bir yokluk.
Dedim ya bugün saçmalıkların adamıyım,
Tadını bile beğendim fesleğenli limonatanın....

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Seni sevmek

Seni sevmek,
Kumsalda ayakkabı ile dolaşmak gibi.
Hem rahatsız edici, hem sevindirici.
Bir çok şeyi çirkinleştirdi bilinçaltım
Senin en hoş hallerini
Bir lamanın tükürüğü sardı
Dün lambalar açık , gelmeni beklerken 
Bugün kapılar kırık ve dairem boş
Çok film izlemedik seninle,
Hayallerimin ortaklığını alamadın eline.

Seni sevmek
Çok sevdiğin hayvanının hatta annenin ,
Bağırışlarından korkmak gibi.
Sevgi ve Dehşet.
Hem huzur verici hem tedirgin edici.
Korkum tek başıma ölmek değil,
Korkum baş başayken seni öldürmek...

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Gibi

Bok çukuruna düşmek gibi,
Sana derin ve acıtan hisler beslemek.
Kandil gecesinde ölüm duası okumak gibi,
Cin gözlerinin artık bana bakmadığını bilmek.
İçimdeki küfürlere ket vurmak gibi,
Bir başka bedenle bütünleştiğini hayal etmek.
Yağmurun çıplak bedenimde süzülmesi gibi,
Her gece ruhunla sevişip, temiz çarşafları kirletmek.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Zaman

Bir gün yaşlandığını hissettiğinde
Yılların seni kirlettiğini değil
Çobanın koyunları güdmediğini göreceksin
Seçtiğin yıldız senden önce düşmüştür samanyolundan
Sense hareket ederken mutfağa doğru
Ölümün fayanslardan ayaklarını yakaladığını hissedeceksin

9 Nisan 2012 Pazartesi

Karganın Balıkla Seksi

Annem görse gecenin halini,
Pis sidikli derdi hayal dünyasında.
Çimenleri hayal etmiyorum
Masturbasyonumda,
Elbetteki edepsizim,
Elbetteki piçim.
Ayrı değil aynı zamanın boklarıyız.
Çok zaman önce değil,
Daha dün zehirlenmiştik.
Aynı tabaktan iki kaşık yiyemediysek de
Aynı dondurmayı yalayamasak da
En azından içtiğimiz biranın markaları tutar.
En azından aynı günün yağmurunda temizlenmişisizdir.
Cenabet vuslatını abladan öğrenmek gibi
Utançlığımın dipsizliğinde tanıyamamam sen,siz ve onları...
Biten bir kitabın son sayfalarından karakterden sıkılıp atmak gibi
Gece gece silkme tırnaklarını camdan,
Cinler musallat olur.
Fazla dolanma çıplak çıplak,
Görgüsüzler dul olur.




6 Nisan 2012 Cuma

Balık

Soğuktu deniz
Gecenin karanlığında
Bayıltmıştı balıkları yağmurlar
Hissizlik bacaklarım daydı
Bense derinlerde değil henüz
Yavaşladı nefes alışverişlerim
Yabancılamadı gözyaşlarımı
Derin ve koyu kızların muhabbeti
İlerliyorum
Tuz artık şeker benim için
Küçük bir yıldız
Gökten;  düştünğünü söylüyor veya düştüğümü
Öldüğünü veya öldüğümü